Giriş :  Ülkemiz gibi, ekonomik yönden gelişmekte olduğu değerlendirilen ülkelerde, makro ve mikro açılardan ekonomik ve ticari durum ve süreçleri etkileyen ülke dışı ve ülke içi pek çok etmen ve bileşen bulunduğundan, rekabetin çok şiddetli olmasının yanısıra şirket finansal planlama süreçlerinin sağlıklı bir şekilde öngörülebilmesi çok zor hatta kimi zaman imkansız olabilmektedir. Böylesi bir durumda, bilanço verileri kapsamında pek çok sağlıklı unsura, değere sahip şirketler ani nakit sıkışıklıkları yaşayabilmekte, geciken bir kredi taksiti ödemesi veya bir şekilde karşılıksız kaşesi vurulan bir çek bütün alacaklıların bir panik havasıyla ( hatta yeri geldiğinde olağan vadeleri bile beklemeden ) alacak tahsili, icra takibi süreçleri başlatmasına sebep olmaktadır. Böyle bir durumda ise  vadelendirilerek tahsil edilecek alacaklarla bir ödeme sırasına konulmuş olan borçlar birden ödenemez hale dönüşür ve geçici bir döneme ait bir sıkışıklık iflasa giden genel bir bunalım ortaya çıkar.

Bu yazımızda, kurumsal yönetime sahip pek çok şirket te dahil olmak üzere büyüklük farkı gözetilmeden şirketlerin kabus senaryosu olabilecek bu duruma karşı bir hukuki koruma yolu olan, önceki ismiyle “iflas erteleme” olarak anılan, yeni yapılan değişikliklerle “konkordato” kurumuna dahil edilen bu hukuki çözümü değerlendirmeye çalışacağız.

Tarihçe:  İşin aslına bakılırsa, Konkordato, 1932 senesinden bu yana İcra ve İflas kanunumuzda yer alan bir düzenlemedir. Ancak, uygulama alanı çok sınırlı olarak kalmıştır.  2003 senesinde İflas Erteleme Kurumu ticari hayata girmiş,  iflas erteleme eski Türk Ticaret Kanununda yer almış ve borca batık bir şirketin belirli bir iyileştirme projesi kapsamında korunmasını düzenlemiştir. İflas erteleme genel mantığına göre, kural olarak, verilen bir ihtiyati tedbir kararı ve takip eden nihai bir karar ile bir yıl boyunca başvurucu şirkete kamu kurumları da dahil olmak üzere herhangi bir icra takibi açılamaması şeklinde özetlenebilecek bir hukuki koruma sağlanması amaçlanmıştır.

 

Diğer taraftan, halen devam etmekte olan Olağanüstü Hal süreci kapsamında 31.07.2016 tarihinde yayımlanan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “ sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz; bu yönde yapılan talepler mahkemelerce reddedilir” düzenlemesi ile iflas erteleme olağanüstü halin devamı süresince kaldırılmıştır. Bu yasaklama kararından sonra piyasa aktörleri ticari hayatta önemli bir boşluğu dolduran bu hukuki koruma ihtiyacını gündeme getirmişler ve “ …yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla…” ; 7101 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile iflas erteleme kaldırılarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda konkordato ile ilgili çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir.

İflas erteleme, uygulama olarak kötü niyetli kimi girişimlere açık ve alacaklıların çok fazla müdahil olamadığı düzenlemeler içerdiğinden yapılan değişiklikle iflas erteleme düzenlemesinin bu kötü, amaca aykırı pratiklerinin de önüne geçilerek alacaklıların daha fazla katılımcı olabilecekleri yeni bir düzenleme yapılması amaçlanmıştır.

Tanım:           Kanunu’nda yer alan tanımıyla, Konkordato, mali durumu kötü olan iflasa tabi bir gerçek veya tüzel kişi tacirin borçlarının yeniden yapılandırılması suretiyle mali durumunu düzelterek iflastan kurtulması,  alacaklıların da belirli bir tenzilatla veya vadede alacağına kavuşmasını sağlayan ve mahkemenin tasdikiyle taraflar açısından bağlayıcı hale gelen bir anlaşmadır. Bu yönteme sermaye şirketleri ve kooperatifler başvurabildiği gibi tacir olmayan kimselerde başvuruda bulunabilir. Burada, kritik nokta, aşağıda açıklanacak “Konkordato Projesinin” gerçekten mali durumu bozuk şirketin iyileşmesini sağlayacak düzenlemeler, önlemler içermesi ve alacaklıların da bu iyileştirme projesini kabul etmeleridir. Kanun dört çeşit konkordato türü düzenlemekte ise de, yazımızın kapsamı gereği sadece “Adi Konkordato” ( genel –olağan konkordato ) konusunu değerlendireceğiz.

Süreç :

1- Başvuru ve eklenecek belgeler : Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebileceği gibi iflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı da borçlu yönünden konkordato talep edebilir. Başvurulacak mahkeme talep eden şirketin ticari faaliyet merkezindeki yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, başvuru dilekçesine bir konkordato ön projesi eklenecektir. Bu projede “borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağı gösterilir. .

Konkordato Ön Projesi yanısıra, konkordato için başvuran gerçek veya tüzel kişi “… malvarlığı durumunu gösterir belgeler; defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile  elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, başvurucunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler ile alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste ve konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo…” da dilekçeye eklenecek, başvurucu borçlunun bu kapsamda mali bir resmi çekilerek mahkemeye sunulmuş olacaktır.

2- Geçici Mühlet: Konkordato talebi üzerine mahkeme, belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Burada önemli olan husus malvarlığının korunması yönünde muhtemel risklerin kapsamlı bir şekilde tespit edilerek gerekli ve reel bütün tedbirlerin alınmasının gözetilmesidir.

Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.

Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.

3- Kesin Mühlet : Mahkeme, geçici mühlet süresi içinde borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet ederek geçici komiserin yazılı raporu ve mahkemece gerekli görülürse duruşmada beyanı alınarak kesin mühlet hakkında bir karar verir. Eğer talebe itiraz eden alacaklılar var ise ileri sürdükleri itiraz sebepleri de mahkemece dikkate alınmak zorundadır.

Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.

Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.

Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.

Mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

4- Muhtemel sonuçlar ve karar :  Konu çok detaylı olduğu için konkordato sürecinin sonuç kısmını maddeler halinde kısaca belirtmek amaca uygun olacaktır.

  1. a) Borçlunun malî durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması,
  2. b) Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması,
  3. c) Konkordato mahkemece tasdiki, kapsamının belirlenmesi ve borçlunun borçlarının hangi çerçevede ödeyeceğinin belirlenmesi ve bu hususun ilanı,
  4. d) Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflasının açılması.

Sonuç: Yukarıda, genel olarak özetlenmeye çalışıldığı üzere, konkordato, amacına uygun kullanılması durumunda, mahkeme, teknik bir uzman durumunda olan konkordato komiseri ve alacaklıların katılımı ile oluşan ve borçlunun ekonomik gücü ve koşullarına göre borcunu tasfiyesine imkan veren, bu kapsamda iflastan kurtulmasına yardımcı olan ticari hayat için ön açıcı olabilecek bir kanuni kurumdur.


Avukat Bülent KAPTAN
Patent & Marka Vekili
kaptan@bkaptan.com

© 2018 Kaptan Avukatlık Bürosu. Tüm Hakları Gizlidir. logo-footer

Bülent KAPTAN has set up his private practice as a member of Izmir Bar Association in 1991.
He was registered as Trademark and Patent Attorney to TPE (Turkish Patent Institute, not Turkish Patent and Trademark Office) in 1999. He has attended to Patent Attorneys Professional Training Programmes given by World Intellectual Property Organization as a distant education and an 8 months programme in TPE collabration with European Patent Office.

In 2002, he participated an English Translation Training for 20 months, organized by one of the M.E.B (Ministry of Education) affiliated private education institution.

He is a member of ICC Turkish National Committee and PEM Trademark and Patent Attorneys’ Assocation.

He has been writing in “Refrigeration World”, a publication of Aegean Region Refrigeration Industry and Business Association, since 2002.

He speaks English, German(A2) and Chinese (A2).

Stj. Av. Altınay TANRIYAKUL, 2000 Manisa doğumludur. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2023 yılında mezun olmuştur. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümünde eğitimi devam etmektedir. İngilizce bilmektedir.

Av. Özge ERDOĞAN, 1997 Adana doğumludur. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olup 2019 yılından itibaren hukuk büromuzda çalışan ve aynı zamanda İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Özel Hukuk bölümünde yüksek lisans eğitimini sürdüren Özge ERDOĞAN ileri seviyede İngilizce bilmektedir.

 

Yönetici asistanı Selda GÜNEŞ, 1973 İzmir doğumludur. 2014 yılında Anadolu Üniversitesi Adalet bölümünden ve 2017 yılında Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olmuştur.

Selda GÜNEŞ, executive asistant, is graduated from Anadolu University, departmant of Justice in 2014 and departmant of Public Administration in 2017.

 

Trainee Lawyer Artun Alp KAPLAN has graduated from Kadir Has University Law Faculty in 2023. He wrote his thesis on the subject of Intellectual Property Rights. Artun Alp KAPLAN speaks Turkish and English.

 

Trainee Lawyer Altınay TANRIYAKUL is  graduated from Yasar University Faculty of Law in 2023. Ms. TANRIYAKUL continues her education at Yasar University, Faculty of Communication, departmant of New Media and Communication. Ms. TANRIYAKUL speaks English.

 

Selda GÜNEŞ, executive asistant, is graduated from Anadolu University, departmant of Justice in 2014 and departmant of Public Administration in 2017.


Avukat Gamze HOŞGEL, 1998 Hatay doğumludur. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2021 yılında mezun olmuştur. İngilizce bilmektedir.


Lawyer Gamze HOŞGEL was born in Hatay in 1998. Ms. HOŞGEL graduated from Dokuz Eylül University Faculty of Law in 2021. Ms. HOŞGEL speaks English.


Stj. Avukat Ataberk ŞİMŞİRLİ, 2001 yılında Adana’da doğmuştur. Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2024 yılında mezun olmuştur. İngilizce bilmektedir.


Traniee Lawyer Ataberk ŞİMŞİRLİ was born in 2001 in Adana. Ataberk ŞİMŞİRLİ has graduated from Uludağ University,Law Faculty in 2024. Mr. ŞİMŞİRLİ speaks English.